25 Ocak 2014 Cumartesi

ANTİENFLAMATUAR BESLENİN ÖMRÜNÜZ UZUN CİLDİNİZ GÜZEL OLSUN



Antienflamatuar çoğunlukla doktorlardan duyduğumuz, ilaç prospektüslerinde okuduğumuz bir kelime. Bir alanda daha duymaya hazır olun; beslenme... Antienflamatuar beslenme ABD’de çığ gibi yayılıyor. Anne Hathaway, Gwyneth Paltrow, Kate Hudson gibi hem güzel hem de zayıf olan Hollywood yıldızlarının yeni sırları bu. Çünkü onlar hem güzel hem zayıf olmanın yanı sıra yaşam sürelerini de uzatmak istiyorlar. Evet kaliteli yaşamak, güzel olmak, ışıldayan bir cilde, dümdüz bir göbeğe, dökülmeyen saçlara, kırılmayan tırnaklara sahip olmak istiyorsanız New York Institute of Integrative Nutrition mezunu, Türkiye’nin ilk Bütüncül Beslenme Uzmanı Dr. Ebru Aydın ve Diyetisyen Burcu Aydın’a kulak verin. Merak edilenleri sordum.
Nedir antienflamatuar beslenme?
Günümüzde var olan çoğu hastalığın kökeninde kronik enflamasyon yatar. Enflamasyon, normalde vücudun travma (elinizin kesilmesindeki kızarıklık) veya dış etkenlere (solunum yolu enfeksiyonunda bademciklerinizdeki şişlik) verdiği kısa süreli ve sınırlı cevaptır. Hastalık nedeni olan ise anormal, sürekli, sinsi ve düşük şiddetli enflamasyondur. Bu sinsi enflamasyon şeker hastalığı, kalp hastalığı, artrit, depresyon, migren, alzheimer ve kanserin oluşmasına neden olur. Bu hastalıkları yaratan enflamasyona yediklerimiz, hayat tarzı seçimlerimiz ve strese cevabımız zemin hazırlar. Yani yediğimiz yiyecekler ve hareketsiz bir hayat enflamasyonu arttırıp hastalığa gidişimizi ve yaşlanmamızı hızlandırır. Oysa enflamasyon  karşıtı antienflamatuar yiyeceklerle beslenerek bu gidişatı tersine döndürebilirsiniz.
Bu beslenme şekliyle neler düzelebilir?
Kökeninde enflamasyonun yer aldığı bütün kronik hastalıklar... Ayrıca sadece hastalık olarak bakmamak gerek. İdeal kilonuza yine bu beslenme şekliyle ulaşıyorsunuz, gençliğinizi de geri kazanıyorsunuz.
Kimler uyguluyor bütüncül beslenme şeklini?
Hollywood yıldızları Amerika’daki Sağlık Hareketi’nin en ciddi uygulayıcıları. Artık genç gözükmek ve fit olmak yeterli gelmiyor insanlara. Uzun ömürlü olmanın da yollarını arıyorlar. Antienflamatuar beslenme, bu isteğe cevap verebilecek ve doktorlar tarafından desteklenen bir beslenme şekli olduğundan uygulayıcıları her gün artıyor. Anne Hathaway, Kate Hudson ve Gwyneth Paltrow, ünlü uygulayıcıları arasında yer alıyor.
Bütüncül beslenmeye geçen kişide hangi sürede ne tür değişimler gözlenir?
Beslenmesinden enflamasyon yapan yüksek şekerli ve yüksek yağlı yiyecekleri çıkaran kişiler, aynı yaş grubundaki bireylerden %70 daha genç gözüken cilde sahiplerdir. Yeni cilt hücrelerinin oluşum süresi yaklaşık 1 aydır. Beslenme değişikliğinizin cildinizdeki etkisini 1. ayın sonunda görmeye başlarsınız.
Tam anlamıyla değişim ne kadar sürüyor?
6 ay.
Sonra?
Kandaki enflamasyon belirteçlerinin seviyeleri azalıyor, kolestrol seviyesi normale dönüyor, insülin şeker oranı normale dönüyor. Özellikle göbek bölgesinden belirgin olmakla birlikte, total bir kilo kaybı oluyor. Ciltte ise enflamasyonun azalmasına bağlı olarak daha esnek, daha nemli ve genç görünümlü sağlıklı bir cilde kavuşuluyor.
Mümkün olduğunca genç görünmek için işe hangi yiyecekleri tüketmekle başlamalıyız?
İlk olarak yüksek kaliteli proteinleri içeren ve az yağlı yiyecekler tüketilmelisiniz. Karbonhidrat seçimleri ise tam tahıllar, sebze ve meyveler ile baklagillerden oluşmalı. Antienflamatuar beslenmede özellikle vurguladığımız; sağlıklı Omega-3 yağ kaynakları olan somon, ceviz, keten tohumu ve koyu yeşil sebzeler beslenmenizin temelini oluşturmalı.
Güzel bir cilde sahip olmak için neleri yemeli?
Günümüzün beslenmesini oluşturan ve cildi hızla yaşlandıran yüksek glisemik indeksli besinler yerine antioksidan düzeyi yüksek yiyecekleri öneriyoruz. Ciltteki enflamasyonla savaşan bu antioksidanlar: çilek, ahududu, yaban mersini, hindi eti, yumurta, zeytin yağı, kakao ve yeşil çayda bol miktarda bulunuyor. Cildinizin genç kalmasını sağlayacak bilinen en önemli besin Omega-3  yağ asitleridir. Haftada 3 gün Omega-3 yağ içeriği yüksek olan somon, sardalye gibi balıkları tüketmeniz; eğer balık sevmiyorsanız her gün düzenli olarak kaliteli bir Omega-3 takviye kullanmanız bir kadın olarak cildinize yapacağınız en iyi yatırımdır.
Yaşa göre değişiklik gösteriyor mu?
İlerleyen yaş ile beraber metabolizma yavaşlar ve kolaylıkla kilo alınır. Özellikle kadınlarda menopoza bağlı hormonal değişikliklerle bu süreç hızlanır. 40’lı yaşlardan sonra yağ tüketimini %25’in altında tutmak ve mümkün olduğunca az doymuş yağ kullanmayı öneriyoruz. Bu yaşlarda ayrıca yaşlanmaya karşı bir sigorta olarak daha fazla antioksidan içeren yiyecek tüketimi ve bazen takviye kullanımını öneriyoruz.
Stres azaltıcı ya da sakinleştirici besinler var mı güzelliğe de iyi gelen?
Strese karşı yapabileceğiniz 2 önemli beslenme taktiği var:
1-Stres hormonu yapımını azaltan yiyecekleri arttırmak.
2-Mutluluk veren seratonin yapımını arttıran yiyecekleri tüketmek. Örneğin; muz, çilek, kuşkonmaz gibi.
Antienflamatuar beslenmede başarının püf noktaları neler?
*Glisemik İndeksi yüksek yiyeceklerden kaçının.(Beyaz ekmek, şeker gibi...)
*Yapay tatlandırıcıları asla kullanmayın.
*Margarini hayatınızdan çıkarın.
*Zeytin yağı kullanın, saf organik soğuk pres zeytin yağını tercih edin.
*Her gün yeşil çay için.
*En az 7 saat uyuyun. Uyku azlığı açlık hissi veren grelin hormonunu arttırır.
*Haftada 2 kez balık yiyin. Balık sevmiyorsanız kaliteli bir Omega-3 takviyesi kullanın.
*Hayatınıza düzenli egzersizi ilave edin. Yeni çalışmalar ağırlık egzersizlerinin kilo vermede, kardiyo egzersizlerinden daha başarılı olduğunu gösteriyor.(Pilates, yoga vb)
*Yemeklerinizi antienflamatuar etkisi yüksek bir baharat olan zerdeçalı ekleyin.
*Stresle başa çıkmanıza yardımcı olacak alternatif yöntemler öğrenin.
Hangi yağı, ne kadar tüketmeliyiz?
Yağ vücut için gerekli ancak kalorisi yüksek bir besindir. Önemli olan sağlıklı doymamış yağları gerekli miktarda almaktır. Sağlıklı yağlar içeren somon sardalye, keten tohumu, ceviz, zeytinyağı, avokado tüketmelisiniz.
Bu, dışarıdan gençleştirici kremler sürmeyeceğiz anlamına mı geliyor?
Cildi yaşlandıran faktörlerden biride UV güneş ışınları. Yediklerimiz ile cilt hücrelerini içten beslerken, UV ışınlar gibi dış etkenlerden koruyucu güneş  kremleri ile dışarıdan  korumalıyız.
Bu beslenme şeklinde gıdaları tüketme saati önemli mi?
Çoğu besin için değişen öneriler vardır. Örneğin kuruyemişler ana öğünden yarım saat önce yendiğinde tokluk hissi veren kolesistokinin salgısı ile öğünde daha az yemenizi sağlar. Bu yüzden yemekten yarım saat önce yemelisiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder